istekli, hevesli, arzulu. to be anxious for something: bir şeyi şiddetle arzu etmek/istemek. to
be anxious to do something: bir şey yapmaya hevesli olmak/canatmak. I am not very anxious to go out: Sokağa çıkmayı pek canım istemiyor. I am very anxious that he should come: Onun gelmesini çok arzu ediyorum (canü gönülden istiyorum).